bugün

entry'ler (11061)

hastane bahçesi

Hastane bahçesinde geçen bir olay. Yer onkoloji hastanesi. Parkta yaşlı bir amca yanında eşi. Karşısında ise kardeşi veya çocukları olduğunu tahmin ettiğim kişiler.

Amca diyor ki beni artık köyüme götürün. Öleceksem orada öleyim. Ağrılarım geçmiyor. Ben artık ümidimi kestim. Bırakın beni.

Karşısındakiler ise öyle deme bak mücadele ediyoruz, umudunu kaybetme.

dumlupınar üniversitesi

Üniversite yerleşkesi güzel denilebilir. Devamlı yeni binalar inşa edildiğini görüyorum. Ancak sonradan yapıldığı belli olan üniversitenin giriş veya çıkış tarafında yatay konumda, devasa harflerle kırmızı LED ışıklı Dumlupınar üniversitesi yazılmış.

Gece de olsa o yazı okunmuyor.
Sanatsal hiçbir özelliği yok.
O yazı büyük ihtimalle birkaç yıl içinde özelliğini kaybedecektir.
Daha öğrencilerin yurtlarına giderken yolda güvenlik sağlanamadığı bir yerde çok da şık durmamış.

kütahya

Yerel seçim sonuçlarının ilginç olacağı şehirlerden biridir. Şöyle ki her parti kendi adayıyla seçime giriyor. Mevcut olan akp. Ancak 2014 seçimlerinde mhp kıl payı burayı kaybetti. Akp önceki adayla değil başka bir adayla seçime giriyor. MHP ise eski milletvekili ve eski belediye başkan adayıyla seçime giriyor.

iyi parti, sp,dp ve CHP'nin de kendi adayı var. Ancak önceki seçimlerde MHP'ye giden oylar kendi partilerine dönerse aradan sıyrılan akp tekrar alır.

gss prim borcu

Son dakika haberi GSS prim borcu olanların artık hastanelerden yararlanabileceği söyleniyor. Kaynak GSS prim borcu yazın haberlerde çıkıyor.

Aslında ayrı bir başlık olabilirdi. Yıllardan beri bir yaz, bir sil modundan şimdi de bakın sadece 2019 yılına kadar hastanelerden yararlanabileceği belirtiliyor.

düştüğünde yok olan şeyler

insan hayatıdır. Düştüğünüzde kolay kolay toparlanmıyor. Hatta gelen de kalkmamanız için bir tekme de o atıyor.

gençler girişim derdinde değil memur olma derdinde

Neden mi? Çünkü Allah'tan sağlık, devletten aylık mottosu herkeste hakim. Neden mi özel sektöre iyi gözle bakılmıyor. Her an kapının önüne konulabilirsiniz. Girişimci mi olacaksınız? Bunun için sermaye de gerekiyor. Şu an sıcak paraya ihtiyaç duyulan bir zamanda girişimci olmak ne kadar mantıklı olabilir. Girdi maliyetleri de aldı başını gidiyor. Bir de hiçbir iyi iş cezasız kalmıyor.

mülayim ters vs mülayim sert

Başlık 2005 yılında açılmış. Bugün yaşadığımız bir olay bunu akla getirdi. ilgili kişilerin bilgisini almaya açığım. Olay bir aile büyüğümüz için hastaneye gittik. iki haftadan beri tetkikler devam ediyor. ilk bulgularda ciddi şeyler söylendi. Tabiki bunlar bizi kaygılandırdı. Olay bu versustaki gibi benzer soyad değil aynı ad ve soyada sahip iki kişinin tahlillerinin karışması. ilk etapta olumsuz sonuç bize aktarıldı. iki tahlildeki bulguların birbiriyle uyuşmaması sonucu doktor tekrar incelemeye aldı. Daha sonra bizi çağırdığında kaygılanacak bir durum olmadığını diğer hastayla(aynı ad ve soyada sahip) karıştığını ifade etti. Şimdi ilgili kişilere sormak istediğim şeyler var.

Kan, röntgen, mr, tomografi gibi istenenlerde sonuçta size bir barkod veya adınıza bir dosya açıyorlar. Her işlemde t.c. kimlik numarası isteniyor.

Aynı ada ve soyada sahip kişiler olabilir ancak filmdeki gibi eskide kaldığını düşünüyorum. Asıl mesele bu işlemlerde kullanılan t.c. kimlik numarasıyla işlemler nasıl karışabilir. Size kötü durumda olduğununuzu söyleyip günlerce ızdırap çekmenize neden olurken belki de diğer hastaya da olumlu şeyler söylendi.

Mesai saatinin sonu olduğu için de heyecandan ne diyeceğimi bilemedim. Yarın gidip konunun daha da açığa kavuşmasını sağlayacağız. Olmazsa tüm bunların nasıl olduğunun açığa çıkması için başka bir hastaneye de gideceğiz.

Tanım içermediği için ilerleyen zamanlarda kaldırılabilir.

yılkı atı

sahiplerinin bakım masraflarından kurtulmak için kış aylarında doğaya bıraktığı atlara yılkı atı denir. Abbas Sayar'ın harika bir romanıdır. Hayatta da böyle değil mi? Kış geldi, hava kapanık, olaylar üst üste geliyor. Yılkı atı gibi kışı atlatıp havalar ısınınca dönersek karşılayıp kullanacaklar. Ama dönemezsek kurtlar yiyecek. Besin bulursak yiyeceğiz. Kar, soğuk, kurtlar, yaşam mücadelesi. Şu an belki de bir yılkı atı bunlarla mücadele ediyor ormanın karanlık, ıssız bir yerinde.

kanser

Bu başlığa gelmek beni korkutuyordu. Uzun zamandan beri yakınımda olan birinin bu durumda olmasından şüpheleniyordum. ilk bulgular olabilir şeklinde belirtildi. Bir umut, değildir diye diğer sonuçların çıkmasını bekliyorsun. Sende değil de onda nasıl değişiklikler olacak bunları görmek düşüncesi şimdiden yormaya başladı. Ey hayat herkes için daha yaşanabilir bir dünya hayal ederken en azından küçük bir umut olsun istiyorsun. insan için kötü, üzen ne varsa uzaklaşsın.

rezil olma korkusu

Hani delik bir çoraptan çıkan parmağı saklamaya çalışırsınız da o en olmadık zamanda fırlar. Onun için bir yerden sonra salmak gerekir.

zor günlerden geçenlerin bildiği en iyi şey

Rüyanda ak sakallı dede görmeyecek sana kurtuluş yolunu söylemeyecek, köşeyi dönerken çarpışma sonucunda bir bilgeyle karşılaşmayacak, yoldan geçerken zengin birinin hayatını kurtarıp sana kartvizitini uzatıp ihtiyacın olduğunda gel deneyecek, hiç ummadığın anda beklediğin telefonlar gelmeyecek olduğunu bilmeleridir. Bir acı öldürmüyorsa daha güçlü kılardaki mantık acının sizi sinsice öldürmesidir.

soyadında yer ismi olan insan

Daha çok da şehir isimleri olarak görülür. Bir de bilinen bir yer ise daha da havalı oluyor. Sanırsın bir zamanlar buralar bizimdi onun için bu soyadını aldık der gibiler. Ahmet istanbullu, Sinem sürmeneli, Halit Ziya Uşaklıgil, ismet inönü, Orhan Bursalı gibi.

sigaraya verilen günlük 10 tl ile ne yapılabilir

Övecek değilim ama sigaraya 5 TL'lik değer biçilse o zaman 5 TL ile ne yapılabilir denilecekti. Ki sigaradan epey bir vergi alınıyor. Neşet Ertaş'ın da dediği gibi zenginse bıraksın ama fakirse ne yapacak? Evde karı duz deyecek adamın yuragı cuz edecek. Çocuklar halden anlamaz. E adam ne yapacak can burnuna gelmiş yakacak bir sigara efkarını atacak.

yazarların vicdan azabı çektiği durumlar

Aslında tüm insanlar vicdan azabı çeker. Siz ne derseniz deyin içlerindeki sesi durduramazlar. Peki niye mi bazıları daha mutlu, gamsız vs. Cinsel bir betimleme yapmak istemiyorum ama birinin tabiriyle vicdani mastürbasyonla kendini rahatlattıkları için. Hadi bakalım ilk taşı günahsız olan atsın. Artık dünyadan el etek çekmenin zamanıdır. Kimleri kırmadık, üzmedik, emeğini gasp etmedik, yardım elini geri çevirdik, hakkında kötü düşünüp konuştuk. Hangimiz masumuz?

otomatik kapı üstünde asılı kalan çocuk

Olay Ordu'da geçiyor, görüntüler izleyen birçok kişiyi güldürmüş. işin iyi tarafı çocuğa bir şey olmamış olması.

Otomatik kapı üzerine çıkan çocuk otomatik kapı ile sabit giriş arasında kalmasıyla trajikomik bir görüntü ortaya çıkıyor.

https://www.trthaber.com/...=399182&category_id=2

türkiyeden defolup gitmek

Bir ara uçak biletlerini alalım demişlerdi gitmek isteyenlerin sonra bir şey çıkmadı.

nutella dan salçalı ekmeğe geçiş

(bkz: ünlüler yapınca cool olan şeyler) tamam her kültürün kendine göre bir özelliği var ama kendimizi bu kadar yabana atmayalım. Yurtdışından birçok kişiye Türkiye'de rehberlik yaptım. Ne bileyim onlar bizim her gün sıradan karşıladığımız şeylere bayılıyorlar. Yemekleri saymıyorum gerçekten türk mutfağı harika. Ama adamlar bir simit yanında çay, menemen, balık ekmek, dürüm gibi şeylere hayran kalıyorlar. Onların çikolatası varsa bizim neden bir yoğurt ekmek, salça, çemen ekmek olmasın. Bu tamamen pazarlama stratejisi ile alakalı. Şimdi iyy, fakirlik vs diyenler için baştaki bakınız.

türkiye de lüks olan şeyler

Aslında lüks olmayıp lüks sayılan şeylerdir. Dışarıda yemek yemek, kırmızı et, köfte, balık, ultra karışık kuruyemiş, bir zamanlar muz bile gözükmesin diye koyu poşetlere konulurdu anlamazdım niye diye şu an biraz aşıldı sanırım. Mesela sucuk alanlar hâlâ sarıyorlar. Bir incelik midir bilemedim. Artık pastırmayı falan geçtim. Ne olduğunu bilmeyen, görmeyen insanlar var. Bir de belirli standartlara sahip insanların herkesi kendisi gibi düşünmesi var. Ne demişler aç ne yemez, tok ne demez.

sınıf atlamanın gittikçe zorlaşması

Yatay ve dikey hareketler. Mesela siz kalktınız istanbul'un bir ilçesinden kalkıp aynı eşdeğerde başka bir ilçesine taşındınız pek bir şey değişmiyor. Artık Hindistan'daki gibi bir kast sistemi oluşmaya başladı. Çeşmenin başını tutanlar suyu bırakmıyor. Eskiden bir orta tabakadan bahsedilirdi şimdi ise iki tabakadan bahsediliyor. Zenginler ve fakirler. Buna benzer birçok başarı hikayesi gösterilirdi. işte Anadolu'dan çıkıp yokluklar içinde okumuş veya ticaretle uğraşıp iyi yerlere gelmiş birçok kişi örnek gösterilirdi. Şimdi ise ticaret, sanayi değil iyi yerlerde gayrimenkullerin olması bence yeterli. Tv'lere bakın konut reklamları, iş adamları müteahhit, iş adamlarının çocukları müteahhit çocukları, özellikle büyük şehirlerde önceden apartman dairesinde oturmak lüks sayılırken şimdi ultra lüks siteler, rezidanslar mevcut. Kaç kişi bunlara ulaşabiliyor veya buna ulaşabilmek için hayatının ne kadarını vermesi gerekiyor?

Konut lüks olmamalı şöyle ki bir hayatın devam etmesi için standart bir yaşam alanı, toplu taşıma en azından uygun olmalı, su, elektrik ve doğalgazda belirli bir limite kadar erişim uygun olmalı çünkü bunlar hepimizi eşit yapacak şeyler. Betona bu kadar değer biçmemeliydik. Şimdi istanbul'da bir zamanlar gecekondu konduranlar eğer elindeki arsasını iyi değerlendirmediyse o bile sınıf atlayamamıştır. işin bir de kültür tarafı var.

millet lokantaları

Eğer millet lokantaları aynı fiyatlar üzerinden satış yapacaksa millet evinde yemek yerine buralarda yiyecektir.